
* ALLAH HER ŞEYİ YARATAN VE GÖZETENDİR *
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ilk inen ayetlerinden birinde, “Yaratan Rabb’inin adıyla oku!” buyrularak Yüce Allah’ın yaratıcılık sıfatına dikkat çekilmektedir. Kur’an’ın daha birçok ayetinde Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğu açıkça belirtilmektedir. Bu konuyla ilgili ayetlerden birinde şöyle buyrulmaktadır: “O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır… (Bakara Suresi / 117)
Yaratmak bir nesneyi yokluktan varlık sahasına çıkarmaktır. Bu anlamda yaratmak Allah’a mahsustur. Evreni ve evrendeki bütün varlıkları yaratan Allah’tır. Allah’ın yaratma sıfatına ‘’Tekvin’’ denir .Yüce Allah, en küçük varlıklardan gökteki aya, güneşe, yıldızlara kadar her şeyi, denizlerdeki balıkları, gökteki kuşları, ormandaki hayvanları, anne karnındaki canlıları, tüm varlıkları yaşatan ve zamanı geldiğinde öldürendir. Rabb'imiz şöyle der: “Sizi önce topraktan, sonra az bir sudan, sonra bir kan pıhtısından yaratan, sonra sizi anne karnında bebek olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız , sonra da ihtiyarlamanız için yaşatan odur. İçinizden ihtiyarlamadan ölenler de vardır…O, yaşatan ve öldürendir…”(Mü’min suresi, 67-68. ayet). Evrendeki her şeyi belirli bir ölçüde yaratan Allah, yeryüzünü insanın ve diğer varlıkların yaşayabilecekleri şekilde düzenlemiş, evrendeki dengeyi korumak ve sürekliliğini sağlamak için fiziksel, biyolojik vb. gibi bir takım yasalar koymuştur. Allah'ın koyduğu bu yasalar doğal dengeyi korur, evrendeki ölçülü yaratılışın devamını sağlar, insanın ve diğer canlıların yaşamını sürdürmesine yardımcı olur.
Allah'ın koyduğu yasalardan biri de fiziksel yasalardır. Her varlık bu yasaların sınırları içinde işlevini sürdürür. Suyun buharlaşması, yağmurun yağması, dünyanın dönmesi, mevsimlerin oluşması gibi olaylar Allah'ın koyduğu fiziksel yasaların bir sonucudur. Fiziksel yasalar evrende yaşama ortamı oluşturur.

Kur’an’ı Kerim’de, canlıların yaşaması için Allah’ın var ettiği nimetlerden söz eden çeşitli ayetler bulunur. Bunlardan birinde şöyle buyrulur: “Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik…” Allah, yarattığı evrenin düzenli bir şekilde işleyişini de sağlamaktadır. Bu sayede Güneş, Ay, Dünya’mız ve diğer gezegenler birbirine çarpmadan düzenli bir şekilde hareket etmektedir. Kur'an'da geçen "Allah, yeryüzünü sizin için bir döşek, gökyüzünü de bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla size rızık olan çeşitli ürünler çıkardı" (Bakara suresi, 22) ayeti fiziksel yasalarla evrendeki yaşama ortamının oluşturulması arasındaki ilişkiyi açıklar.
Allah'ın evrende koyduğu yasalardan biri de biyolojik yasalardır. Bütün varlıklar yaşamlarını devam ettirebilmek için bir takım şeylere ihtiyaç duyarlar. Hava, su, toprak her canlı varlık için vazgeçilmez hayat kaynaklarıdır. Bu maddeleri yaratan da Allah’tır. Allah insanları, hayvanları, bitkileri yarattığı gibi onların yaşaması için gerekli kaynakları da yaratır. Allah hem yaratıcımız hem yaşatanımızdır. O bizim yaşam kaynağımızdır. Yüce Allah Kur'an'da bazı biyolojik yasalara dikkat çekmekte, canlıların yapısı, büyümesi, üremesi, gelişmesi, korunması gibi konularda bilgiler vermektedir. Bu konularla ilgili ayetlerden bazıları şunlardır:
"Biz rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık..." (Hicr suresi, 22)
"Yeryüzüne bakmazlar mı? Orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirdik." (Şuarâ suresi, 7)
"Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karın üstünde sürünür, kimi de iki ayağı üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. (Nur suresi, 45)
"Size tohumlar bitkiler( ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bağlar, bahçeler yetiştirmek için üst üste yığılıp sıkışan bulutlardan şırıl şırıl akan sular indirdik" (Nebe suresi, 14-16)
"Çardaklı ve çardaksız(üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan odur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin ..." (En'am suresi, 141)
Her detayda şükredilmesi gereken bir durum vardır. Çünkü Allah dileseydi yaşam kaynağımız olan suyu, herkesin zevkle içebildiği bir tatta ve kokusuz yaratmazdı. Ayrıca yalnızca bir çeşit yiyecek yaratırdı, bu yiyeceğin tadı da insanın zevk alacağı gibi güzel olmayabilirdi. Ve insanlar yaşamak için bunu yemek zorunda kalabilirdi.
Bir tahta parçasına benzeyen küçücük tohumdan, bu denli mükemmel ve çeşit çeşit meyvelerin çıkması, her tohumda ait olduğu bitkinin tüm özelliklerinin şifrelenmiş olması Allah’ın sanatçı sıfatıyla yarattığı ve üzerinde derin düşünülmesi gereken mucizelerdendir.

Allah bu denli farklı delillerle, ancak her biri son derece estetik olan eserlerini göz önüne sererek sanatındaki sonsuzluğu tüm insanlara gösterir. Dileseydi her canlı türünden yalnızca birkaç çeşit de yaratabilirdi. Çok fazla çeşit yaratarak insanları hayran bırakacak, gücünü kavratacak üstün yaratma sanatını sergiler. Ve insan, baktığı her yerde, her santimetrekarede bu sanatın örneklerini görür.Bu durum, Allah’ın hem yaratan hem de koruyup gözeten bir varlık olduğunu ortaya koymaktadır. Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayette bu konuyla ilgili olarak şöyle buyrulmaktadır: “…Biz yakın semayı kandillerle donattık ve onu bozulmaktan da koruduk.’’(Fussilet Suresi / 12)
Yüce Allah kusursuzca yaratandır. Rabb'imizin benzersiz ve eşsiz yaratma sanatı, Allah’a olan sevgiyi daha da arttırır. Allah’a duyduğu sevgi nedeniyle, mümin, Allah’ın yarattıklarına karşı da büyük bir sevgi duyar. Allah’ı çok sevdiği için, yine Allah’a sevgi duyan insanlara sevgisi coşkuludur.
Allah Gözetendir
Allah âlemlerin Rabb’i, koruyup gözetenidir. O, evrendeki her şeyi olduğu gibi üzerinde yaşadığımız dünyayı ve dünya üzerindeki canlıları da koruyup gözetmektedir. Bu konuyla ilgili olarak Kur’an’da, “… Benim Rabb’im her şeyi gözetendir.” Buyrulur .(Hud Suresi / 57) Allah evreni yaratıp kendi haline bırakmamıştır. Başta insan olmak üzere tüm canlıları koruyup gözetmektedir. Maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için tüm imkanları insanın emrine sunmuştur. İnsan Allah’ın emniyeti, koruculuğu altına girmiştir. Allah esenliğin, huzurun kaynağı olduğu gibi emniyetin, güvenin de kaynağıdır. "Beni gören ve bilen bir Allah var" düşüncesiyle mü'min Allah'tan korkar veya Allah'tan utanır da, ancak bu sayede günahlara ve haramlara karşı kendisini frenleyebilir. Rüşvete, hırsızlığa, kul hakkına tecavüze, milletin hakkını, hukukunu çiğnemeye karşı insanları frenleyebilecek en büyük iksir, en büyük güç murakabe duygusudur. Yani, Allah'ın daima bizi gördüğü inancıyla yaşamaktadır. Herkesin gönlünde ne yatıyorsa, Cenab-ı Hak, ona o yolu açar, kolaylaştırır. Gönlünde günah işleme arzusu yatana, günah işleme yolları açılır. Gönlünde para kazanma hırsı olana, para kazanma yollarını açar. Gönlünde dine hizmet aşkı olanlara, hizmet yollarını açar. Yani nasıl ki, bir gemi, pusulayla bir yere giderse, insanlar da kalblerindeki niyetlerine, arzu ve isteklerine göre, bir yere giderler. Onun için büyük zatlar, kalbe önem vermişlerdir. Peygamber efendimiz de, (Allahü teâlâ, sizin görünüşünüze, malınıza[rütbenize, iyi işlerinize] bakmaz; bunları ne niyetle yaptığınıza bakar) buyuruyor. İnsan yaptığı her işte, (Bunu Allah için mi, yoksa başkaları için mi yaptın?) sorusuna muhatap olacağını düşünmelidir. Niyeti, Allahü teâlânın rızasını kazanmak ise, alıp verilen her nefes zikir olur. Yok, eğer bunda nefsin bir payı varsa, (Şu meşhur falancadır, şu kadar malı, parası var) desinler diye yapmışsa, dünyada maksadına kavuşabilir, fakat âhirette on para alamaz. O iş bitmiştir.

Allah’ın gücü kudreti sonsuzdur. Allah katında bir insanı veya milyonlarca insanı gözetmek arasında hiçbir fark yoktur. Bu durum Ona zor gelmez. Yüce Allah şöyle buyurur:
“Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.” (Bakara suresi, 55.ayet)
“İşte sizin Rabb’iniz Allah, ondan başka hiçbir ilah yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise ona kulluk edin. O her şeye vekil (her şeyi yöneten, görüp gözeten) dir.” (En’âm suresi, 102. ayet)
İnsanoğlu hayatında bir çok sıkıntı ile karşılaşır. Bu sıkıntılardan Allah’ın yardımı ve insanı gözetmesiyle kurtulur.
Bizi, anne, babamızı, çocuklarımızı, yakınlarımızı, tüm sevdiklerimizi Allah koruyup, gözetmektedir. Onun üzerimizdeki koruyucu şefkat ve merhametine karşılık biz de ona karşı sevgi ve itaat içinde olmalıyız. Allah şöyle buyurur: “Bütün yüzler diri, yarattıklarına hakim olan ve onları koruyup gözeten Allah’a boyun eğmiştir. Zulüm yüklenen mutlaka hüsrana uğramıştır.”